Ana Sayfa > El Terminalleri > Çözüm >

Kullanıcının eline uygun tasarım;
Objektiflik metodolojisi izlenerek "kullanım kolaylığı" için geliştirilen bir el terminali

DT-X7 seri el terminali, CASIO'nun İnsan Odaklı Tasarım ("HCD") metodolojisiyle tamamen entegre en yeni ürünüdür. "Kullanım kolaylığını" objektif bir şekilde analiz eden CASIO, kullanıcıların kullanım ihtiyaçlarını karşılayan bir cihaz geliştirdiğini iddia ediyor.

El terminalleri; lojistik, perakende ve saha hizmeti operatörlerinin ilgili merkezlerdeki ürünlere ve sistemlere bağlanabilmesini sağlayan önemli bilişim cihazlarıdır. Kabaca üç türe ayrılırlar: lojistik ve perakende sektöründe kullanılmak üzere tasarlanmış dahili barkod tarayıcılı "tutamak tipi", veri girişi ve çıktı odaklı görevler için "PDA tipi" ve trafik ve park ihlali para cezası tutanakları düzenlemek ve araç üstünde tren biletlerini kesmek ve kamu hizmetleri sayaçlarını okumak için kullanılan "yazıcı tipi". Bununla birlikte, el terminallerinin iş dünyasına hitap eden cihazlar olması nedeniyle, bu cihazların geliştirme sürecinde fonksiyonlar, boyutlar ve maliyet gibi sayısal olarak analiz edilebilen hususlara odaklanılıyor.


DT-X7 Serisi El Terminali

Kullanıcı dostu tasarımlar oluşturmak üzere tuşların şekilleri ve konumlarının yenilikçi tasarımlarla birlikte değişmesine rağmen, objektif tasarım değerlendirme yöntemlerinde bir eksiklik yaşanıyor. Bu durum, üreticilerin "tüketim cihazlarının" geliştirilmesi sürecinde tasarım odaklı bir yaklaşım benimsemediğini ortaya koyuyor.

Bununla birlikte, bu el terminallerinin fiili olarak depodaki lojistik operatörleri ve mağaza katındaki perakende satış personeli tarafından kullanılması nedeniyle bu cihazların kullanım kolaylığı işletme verimliliğini önemli ölçüde etkileyebiliyor.

CASIO, tasarım süreci boyunca "kullanım kolaylığı" ve "yorgunluğu önleme" kriterlerini objektif olarak değerlendirerek tutamak tipi el terminallerinin geliştirilmesi sürecinde tamamen İnsan Odaklı Tasarım metodolojisini benimsedi.
Ekim'de denizaşırı piyasalara giren DT-X7, işte bu çalışmaların ürünü.

İlk bakışta, DT-X7 çok fonksiyonlu bir cep telefonunu andırıyor. Aslında, tuşların konumları ve renk kodlamaları, ekran çevresindeki berrak reçine cila da dahil olmak üzere en son cep telefonlarıyla birçok özelliği paylaşıyor. Bununla birlikte, CASIO bu benzerliklerden çoğunun tasarım sürecinin sonuçları olduğunu belirtiyor.

Geliştirme Genel Merkezi Tasarım Merkezinde görev alan Koichi Sato, bu İnsan Odaklı Tasarım sürecinin tanıtımını yönetmekten sorumluydu. Ayrıca, her ikisi de DT-X7'nin planlanmasında ve tasarlanmasında yer alan Ürün Mühendislik Departmanı Müdürü Motoyuki Matsui ve Hachioji Ürün Geliştirme Merkezi Ürün Geliştirme Departmanından Tomoyuki Nihei ile konuştuk.

Tasarımcılar ve pazarlama personeli geliştirme aşamasından itibaren sürece dahil ediliyor

------ DT-X7'nin tüm tasarım unsurlarında İnsan Odaklı Tasarım metodolojisini benimsendiğini duydum. Bu yaklaşımın ardındaki neden neydi?


Hachioji Ürün Geliştirme
Merkezinden Tomoyuki Nihei

Nihei: Bu projeye yaklaşık olarak Şubat 2006'da kararlı bir şekilde başladık.
Bunun öncesinde, dağıtım ve perakende el terminalleri pazarlarında detaylı araştırmalar yaptık ve çoğu kullanıcının cihazın kullanım kolaylığına odaklandığını tespit ettik. Bu durum bizi biraz şaşırttı çünkü kullanıcıların çoğunluğunun işlevselliğe önem vereceğini düşünüyorduk. Bu aynı zamanda, kullanıcıların üreticiler arasındaki işlevsellik farkının daraldığı bir pazarda temel kullanım kolaylığı açısından kaliteyi aradıklarını hatırlattı. İşte bu nedenle kullanım kolaylığına yönelik kapsamlı bir arayışa girdik.

Matsui: Geliştirme akışı da farklı yönde ilerliyor. Olağan iş akışına göre teknik özellikleri planlama departmanı belirler ve tasarımcılar bu planlara şekil verir, fakat biz tasarımcıları ve satış temsilcilerini, planlamanın henüz ilk aşamasından itibaren sürece dahil etmeye ve özellikle de asıl kullanıcıların görüşlerini ürüne yansıtmaya kararlıydık.

------ O halde, geliştirme iş akışı "şelale modelinden" çok bir "spiral model" şeklinde mi ilerledi?

Nihei: Geliştirme yöntemi, İnsan Odaklı Tasarım sürecinin geliştirme sistemiyle bütünleştirilmesi sonucu kendiliğinden oluştu. Bu çalışma ile CASIO muhtemelen ilk kez bu süreçle tamamen entegre bir geliştirme projesini yürütmüş olacak.


İlk geliştirme aşamasından son geliştirme aşamasına kadar sırayla kullanılan maketler

Matsui: Ayrıca, kullanıcı görüşlerinden yola çıkarak bazı maketler hazırladık ve bunları daha da geliştirmek üzere katılımcılarla birlikte çeşitli fiziksel özniteliklere göre değerlendirmeye tabi tuttuk. Bu iş akışı boyunca, kullanım kolaylığını formla bütünleştirerek cihazı adım adım oluşturduk.

Sato: İlk önce, asıl kullanıcıların görüşlerini yansıtan ürün tasarımından sorumlu birim ile birlikte çalışarak beş değerlendirme maketi oluşturduk. Katılımcıların değerlendirmeleri ışığında geliştirilmiş sürümler olarak iki maket ortaya çıkardık. Kapsamlı değerlendirmeler sonucunda ortaya çıkan tasarım, DT-X7'ye temel şeklini kazandırdı.

Sayısal değerler ışığında kavrama yöntemlerine ilişkin değerlendirme

------ Bir kataloğa basılmış, sayısal olarak değerlendirilebilen teknik özelliklerin aksine "kullanım kolaylığını" değerlendirmek güç olsa gerek. Hangi yaklaşımı kullandınız?

Nihei: İlk olarak dört kriter belirledik: "hafiflik", "kolay tutma", "kolay tarama işlemi" ve "kolay tuş kullanımı". Kullanıcılardan birçoğunun kadın olması ve kadınların ellerinin küçük olması nedeniyle cihazın hafif ve bir kadının eline uyacak kadar kompakt olması gerekiyordu.

"Kullanım kolaylığı", sık sık başvurulan bir terim olmasına rağmen, sayısal olarak ifade edilebilen bir kavram değildir; bu yüzden, bir ürünün kolay kullanılabilir olup olmadığını belirlemek güçtür. İnsan Odaklı Tasarım sürecini benimseyerek, kullanım kolaylığı sağlayan unsurları analiz ederek ve kullanıcıların fiziksel özellikleri ile çalışma ortamları üzerinde çeşitli analiz ve testler gerçekleştirerek ürüne yansıtacağımız "kullanım kolaylığı kriterleri" tespit ettik.


Koichi Sato ile Tasarım Merkezinde

Sato: Tasarım açısından baktığımızda, kullanıcıların cihazı sezgisel olarak kavrayıp hiçbir akıl yürütme yapmalarına gerek kalmadan kullanabilmesini sağlamak amacıyla tasarım sürecini "sağlarlık" kavramını göz önünde bulundurarak yürüttük (asıl olarak bir psikoloji terimi olan sağlarlık, "temin etmek" anlamına gelen "sağlamak" geçişli fiili ile "-lık" son ekinin birleşmesiyle oluşturulan bir bileşik sözcüktür ve kişinin bir nesneyi tanıması ve bu tanımaya dayanarak nesne ile kurduğu etkileşimi ifade eder).

Çeşitli testler de yaptık. Chiba Teknoloji Enstitüsü'nden Doç. Dr. Nagao ile birlikte çalışarak kullanım kolaylığını objektif bir şekilde değerlendirdik. Bu değerlendirmede, katılımcıların cihazı, göz hareketlerini izlemek için bir göz işareti kaydedici ve kas gerilimlerini ölçmek için bir elektromiyograf ("EMG") taktıktan sonra kullandığı deneyler yapıldı. Ayrıca, katılımcıların cihazı kullanmadan önceki ve kullandıktan sonraki öznel değerlendirmelerini karşılaştıran bir yöntem uyguladık. Bu test sonuçlarını sayısal istatistikler olarak inceleyerek objektif değerlendirmeler yapabildik.

Matsui: Ürünün şekline altı ayda karar verdik fakat bu değerlendirmeleri son aşamaya kadar tekrarladık. Ürünün kullanımının gerçekten kolay olup olmadığını doğrulamak için tekrar tekrar testler yaptık.

Nihei: Örneğin, tutamak tipi bir el terminalini tutmanın iki yolu vardır. Bir mini marketi ya da süpermarketi ele alalım.

Kullanıcı, raftaki stokları yenilerken raftaki fiyat etiketinin üzerinde görünen barkodu tarar ve rakam tuşlarını kullanarak bir değer girer. Bu durumda, kullanıcı terminali elinde tutar ve rakam tuşlarını başparmağıyla kullanır. Tarayıcı, ekranın hemen altında bulunan Orta Tetik tuşuyla kullanılır.

Diğer taraftan, kullanıcı gelen ürünleri kontrol ederken gelen ürün adedinin görüntülenen ürün adediyle eşleşip eşleşmediğini doğrulamak için bir eliyle ürünü ve diğer eliyle de terminali tutarak barkodu tarar. Bu durumda, terminal ekran yukarıya gelecek şekilde dik konumdayken kullanıcı terminali yukarıdan tutar ve tarayıcıyı yan tetik tuşlarından biriyle kullanır.

Terminali bu iki yöntemden hangisiyle tutarsanız tutun, "kolay tutma" ve "kolay kullanma" kriterlerini göz önünde bulundurarak tarama tetik tuşlarını birden çok elverişli konuma yerleştirdik.

Tasarım yenilikleri ve etkileyici işlevsellik kullanım kolaylığını artırıyor

------ Ürün son halini alana kadar değerlendirmeleri tekrarladığınızdan bahsettiniz. Kullanımı kolay bir cihaz geliştirirken bu değerlendirmelerin hangi spesifik unsurları, nasıl yardımcı oldu?


Tarama verimliliği için tasarlanmış gövde

Matsui: Örneğin, yandan bakıldığında terminalin ucunun aşağıya doğru eğik bir açıda olduğu görülür. Bu aşağıya doğru eğik açı, tarayıcının yaydığı lazer ışınının yönüyle eşleşir.

Sato: Bu tasarım, göz işareti kaydedicinin verilerine göre, kullanıcının göz hareketlerinde büyük bir azalma sağladı. Önceki el terminalleri, kullanıcının görüş hattı fiyat etiketinin etrafında hedefleyiciyi (taramayı gerçekleştiren lazer ışını) takip ederken yoğun şekilde göz hareketi gerektiriyordu. Veriler, hedefleyicinin tarama tetik tuşuna basıldıktan sonra barkodun yukarısına veya altına ıskalamadan barkoda ilk denemede isabetle odaklanabilme sayısında bir artış olduğunu ve dolayısıyla, hata sayısında bir azalma olduğunu ortaya koydu.


Motoyuki Matsui, Ürün Mühendisliği Departmanı Yöneticisi

Matsui: Terminalin arka kısmı cihazın kolay tutulmasını sağlayan yükseltilmiş bir şekle sahip ve kullanıcının parmakları için, terminal ağırlık merkezinin bu özellikleri optimize edilecek şekilde ayarlandığı sığ oluklar bulunuyor. Ayrıca, orta tuş doğal parmak hareketine uygun şekilde konumlandırıldı ve sık kullanılan tuşlar parmakla kolay bir şekilde erişilebilecek bir mesafe içinde hizalandı.

Sato: Bu sayede, kullanıcının terminali tutuş şeklini sık sık değiştirme ihtiyacında önemli bir azalma sağlandı, el ve parmak kaslarındaki gerilmeler ve dolayısıyla kullanıcı yorgunluğu en aza indirildi.

Matsui: Terminali tutuş şekli değiştirilirken bile, sırt kısmındaki oluklar kullanıcının parmakları için rehber görevi görüyor ve bu sayede, ele oturan tasarım cihazın elde dengeli bir şekilde tutulabilmesini sağlıyor.

Sato: Kullanımdan sonra önemli ölçüde iyileşme sağlandığına işaret eden öznel değerlendirmelere göre kullanım kolaylığının beğeni topladığını varsayabiliriz. Bu öznel değerlendirmeleri önceki el terminallerinin ve rakip ürünlerinin değerlendirmeleriyle karşılaştırdığımızda DT-X7'nin değerlendirmelerden toplamda yüksek puan aldığından eminiz.

Nihei: Terminalin sesli rehber özelliğiyle donatılması kullanım kolaylığını artıran bir diğer unsur. Bu işlev ürünler incelenirken ekrana tekrar tekrar bakma ihtiyacını azaltıyor, bu nedenle kullanıcının göz hareketi de azalıyor. 2,4 inç QVGA transflektif renkli LCD ekran, kontrastı artırıp ekrandaki öğelerin okunmasını kolaylaştırıyor ve klavyedeki işlev tuşlarının (F1-F4) rengiyle eşleşen bir sesli rehber görüntülüyor. Terminalde bu renkli tuşların bulunmasının nedeni de bu.

Aynı zamanda, uygulama kolaylığına odaklandık ve uygulamalar geliştirmek ve kablosuz iletişim ortamını kurmak üzere terminali destek araçları gibi araçlarla donattık.

İşlevsellikten ödün vermeyen bir tasarım geliştirme

------ DT-X7 bir endüstriyel destek cihazı olduğu için işlevsellik adına tasarıma öncelik verilmediği düşünülebilir mi?

Nihei: Terminal günümüz pazarında aranan tüm işlevlerle donatıldı. WLAN, Bluetooth, USB ve IrDA gibi iletişim işlevlerine ek olarak, terminalde aynı zamanda renkli LCD ekran ve standart ve yüksek kapasiteli olmak üzere iki tür pil paketi (isteğe bağlı) bulunmaktadır ve diğer işlevlerden de ödün verilmedi.


Tutamak, cihazın kolay tutulmasını sağlayan yükseltilmiş bir şekle sahip

Matsui: Terminalin sırt kısmındaki yükseltilmiş, dikkat çekici şekil ilk bakışta büyük görünebilir, fakat bu şekil cihaza kolay kavranabilir bir form vermek ve dengeli bir ağırlık merkezi elde etmek için tercih edildi.
Bu kısımda pil kapağı yer alıyor ve kapak çıkarıldığında yükseltilmiş bu şeklin altında büyük oranda boş bir bölme olduğu görülüyor. Cihazın bileşenlerle donatılmış bölümleri ince ve hafiftir. Bu tasarım, son derece küçük bir alt katman gerektiriyordu ve dolayısıyla tasarımcılar epey zor bir işle karşı karşıya kaldı.

------ Bileşenlerin tasarıma sığdırılması konusunda çok çalışma yapılmışa benziyor.

Matsui: El terminallerimizin alt katmanında genellikle terminalin yere düşüp pilin çıkması ya da pilin temas etmemesi halinde yedek güç kaynağı görevi gören bir kapasitör bulunuyor, fakat bu, cihazın boyutlarının küçültülmesinde engel teşkil eden bobin gibi birçok büyük bileşenin kullanılmasını gerektiriyor.

Bu nedenle, pildeki temassızlık olasılığını azaltmak için pilin hareketini taklit eden düşük elastikiyetli bir terminal geliştirdik. Pil bölmesinin bir ucunda, pilin darbe nedeniyle düşmesini engelleyen bir çıkıntı bulunuyor. Bu yenilikler, kapasitör kullanılmasını gerektiren yedek güç kaynağına duyulan ihtiyacı da ortadan kaldırdı.

Ayrıca, temel cihaz yapısını daha kompakt bir hale getirmek için cep telefonlarında kullanılana benzer ultra kompakt bileşenleri aktif olarak kullandık. Örneğin, çip rezistör boyutu 0603'tür (ya da 0,6 mm x 0,3 mm). Bu çip rezistörü gibi ultra küçük bileşenlerin kullanılması daha hafif ve daha kompakt bir terminal elde edilmesine imkan tanıdı.

------ Devre kartlarını sabitlemek için vida yerine tırnaklı, geçmeli tasarım kullanıldı.

Matsui: Büyük, ağır vidaların kaplayacağı alandan tasarruf sağlamak istedik. Tırnaklı, geçmeli sabitleme yöntemini kullanarak devre kartlarının zarar görmesi ihtimalini azaltan yüzen bir yapı oluşturduk. Kıvrımlı bir gövde tasarlayıp malzemeleri yeniden seçerek muhafazanın kalınlığını düşürdük ve mukavemetini artırdık.

Kullanıcıların "kullanmak istediği" ya da "kullanmaya devam etmek isteyeceği" bir ürün tasarımı

------ DT-X7'nin tasarımı, cep telefonu tasarımına benzerlik taşıyor. Cep telefonu kültürünün tasarımı etkilediğini söyleyebilir miyiz?

Nihei: Kullanım kolaylığı açısından bakıldığında okuryazarlığın, birbirinden çok farklı ürünlerde bile ortak bir nokta olduğu görülüyor. Her ne kadar terminali özellikle bir cep telefonunu andıracak şekilde tasarlamaya çalışmadıysak da, kullanım kolaylığı arayışımız bir ölçüde bu sonucu doğurdu.

Sato: Bunun nedenlerinden biri kadın kullanıcıları göz önünde bulundurmamızdı. Pek çok kadının cep telefonundan e-posta gönderme konusunda oldukça hünerli olmasından hareketle, kadınların rahatlıkla kullanabileceği bir terminal üretmeye dönük çalışmalarımız doğal olarak cep telefonunu andıran bir tasarımın ortaya çıkmasına yol açtı.

------ Terminal ayrıca ekranın kenarında kullanılan şeffaf bileşenler gibi salt işlevselliğin ötesinde bazı özellikler içeriyor.


Renk kodlaması ve tipik bir el terminalinden ziyade cep telefonunu andıran tuş takımı düzeni dahil olmak üzere diğer gelişmiş tasarım özellikleri, ilk bakışta kullanıcılarda iyi bir izlenim uyandırıyor.

Nihei: CASIO satış temsilcilerinin DT-X7'nin geliştirilmesi sürecinde yer alması sayesinde, ürün konseptinde son kullanıcının görüşleri de dikkate alındı. Bu durum, terminalin gelişmiş tasarımından, yüksek kalitesinden ve kullanım kolaylığından da anlaşılacağı üzere kullanıcılara iyi bir ilk izlenim vermenin ve memnuniyet duygusunu yaşatmanın önemini bize hatırlattı.

Sato: Görünüme de önem vererek kadın kullanıcıların görür görmez kullanmak isteyeceği bir terminal tasarladık. Ek olarak, perakende satış mağazaları örneğinde, mağazaya gelen müşterilerin de bu terminali görebileceğini hesaba kattık. Bu kişilere "üçüncü düzey kullanıcılar" diyoruz. Bir mağaza, el terminallerini kendi müşterilerinin de bu cihazları görebileceği bilincinden hareket ederek seçiyorsa, terminalin görünümü dikkate alınmalıdır.

------ Terminal piyasaya sunuldu. Satışlar başladıktan sonra müşterilerden ne gibi tepkiler aldınız?

Nihei: Pazarlama departmanımız müşterilerin büyük ölçüde ilgi gösterdiğini bildirdi. Müşterilerin ilk izlenimleri olumlu oldu ve satış temsilcilerimizin bu ürünü kendilerinden emin bir şekilde pazarlayabildiklerini duyduk.

------ Geliştirme sürecinde yer alan herkes ortaya çıkan bu ürüne güveniyor mu?

Matsui: Geçmişte yeni bir ürünün geliştirilmesi tamamlandığında güçlü bir rahatlama hissi duyardım fakat bu sefer, tam da düşündüğümüz gibi bir ürün oluşturduğumuz için büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bunun kendimizden emin bir şekilde teslim edebileceğimiz bir ürün olduğunu düşünüyorum. Terminalin bir depoda ya da mağazada fiilen kullanıldığını görsem herhalde büyük bir gurur duyardım.

Sato: Bu proje, Tasarım Merkezi için de zorlu bir çalışma oldu. Bu çalışma ile CASIO muhtemelen ilk kez İnsan Odaklı Tasarım süreciyle baştan sona entegre bir ürün geliştirmiş olacak. Bu deneyim, gelecekte muhtemelen diğer alanlardaki ürünlerin geliştirilmesi sürecine de uygulanacaktır.

Aşmamız gereken bir sonraki zorluk, DT-X7 kullanıcılarının verdiği geri bildirimleri bir sonraki ürüne yansıtmak olacak.

Sayfanın başı